Yo Frankie!

Yo Frankie!

Oyun Türü: Platform
Oyunun Adresi: Yo Frankie!
Oyunun Lisansları: Creative Common,
Oyunun bulunduğu depolar: Depolarda Mevcut Değil,

Yo Frankie!, tek cümle ile özetleyecek olursak, üç boyutlu bir platform oyun projesi. Ancak Yo Frankie!, aslında oyunculardan ziyade, Blender3D kullanıcılarının ilgisini oldukça çekeceğe benziyor. Windows kafası ile oyun oynayacak, yani “Ben oyunumu kurarım arkadaş. Bana ne onun kaynak kodundan, yok geliştirilmesinden falan.” diyecek bir oyuncu için, fazla bile banal kalabilecek bir oyun.

Oyunu, resmi sitesinden indirebilirsiniz. Oyun, Blender ve Big Buck Bunny projelerini de barındıran DVD versiyonundan 7 ay sonra, indirilebilir olarak yayınlandı.
Buraya hemen bir not düşeyim. Big Buck Bunny, Peach Projesi kapsamında, Blender kullanılarak yapılmış, üç boyutlu bir açık kaynak çizgi animasyon film projesi idi. Onu da sitesinden indirebilirsiniz. Hem Yo Frankie! oyununu, hem de Big Buck Bunny'yi, Blender Vakfı'nı desteklemek amacıyla, DVD olarak da satın almanız mümkün.

 “Orange” ve “Peach” projelerinden sonra, 1 Şubat 2008 tarihinde, “Apricot” adıyla, Blender Institute geliştiricileri tarafından yeni bir açık kaynak projesi başlatıldı. Ancak bu sefer bir animasyon film değil, bir oyun projesi olarak başlatıldı. Projenin amacı, animasyon ve modelleme için Blender, 3B motor olarak Crystal Space 3D, kodlama içinse Python kullanarak, platform bağımsız bir oyun oluşturmaktı. Projenin ortasında ise, Blender'ın dahili oyun motoru olan BIGE  (Blender Internal Game Engine) de Apricot projesine dahil oldu. Böylece bu proje, Ağustos 2008 tarihinde tamamlandı. Apricot projesi, CCL (Creative Commons Attribution License) altında lisanslanmıştır. Yani, serbestçe dağıtımını, kopyalamasını ve geliştirilmesini yapabilirsiniz.

Linux versiyonu, BIGE'yi kullanıyor. Mevcut sürüm olan 1.1 sürümünü zip formatında indirdikten sonra, unzip komutu ile zip arşivini açıyoruz (veya öntanımlı olarak Ark'ı da kullanabilirsiniz). Ayrı bir dizin belirttiyseniz, belirttiğiniz dizinde; belirtmediyseniz, zip dosyasının olduğu dizinde “yofrankie_1_1b_bge” isminde bir klasör oluşacaktır. Yo Frankie! oyununu oynayabilmek için, Blender3D 2.49a veya daha üst sürüm Blender'ın bilgisayarınızda kurulu olması gerekiyor. Oyunun kendisi herhangi bir kurulum işlemi gerektirmiyor. Blender kurulu değilse, “sudo pisi it blender” komutu ile kurabilirsiniz.

Daha sonra, oyunu açtığımız klasöre giderek “yo_frankie_stub.blend” dosyasına tıklıyoruz ve Blender açılıyor. Blender'da, Game > Start Game yolunu izleyerek oyunu başlatıyoruz.

Seçenekler kısmından oyunun grafik ayarlarını, shader efektlerini, her iki oyuncu için tuş kombinasyonlarını yapılandırabiliyoruz. Çok daha fazla ayarı, Blender ile de yapabiliyorsunuz aslında. Oyunu başlatmadan önce, Blender'da ayar yaparak, bilahare oyunu başlatıp, oyunu yaptığınız ayarlarla oynayabilirsiniz. Ben, -hiç olmayan Blender bilgimle- rastgele denediğim ayarlarda, sadece “zoom” ayarını -oyunu bozmadan- becerebildim. Diğer tüm denemelerimde, oyunun bir tarafını uçurdum.

Oyunu tek kişi mi, yoksa iki kişi mi oynayacağınıza da seçeneklerden karar veriyorsunuz. Oyun, bölünmüş ekran moduyla, iki kişi olarak da oynanabiliyor.

Tek kişilik modda, Big Buck Bunny'deki şeytan ruhlu, kötü sincap Frankie'yi oynatırken; iki kişilik modda, Frankie'ye Maymun Momo eşlik ediyor.
Oyunda; saldırı, zıplama,fırlatma ve yönlendirme hareketlerimiz var. Tüm bu hareketleri, varsa Joypad'imiz, yoksa klavyemiz ile yapıyoruz. Bu tip oyunlarda alışkın olduğumuz -hatta pekçoğumuzun aradığı- fare ile etrafa bakınma yok.
Saldırı hareketini; karşılaştığımız düşmanlara kuyruk darbeleri vurmak ya da dibinde iken tekme atmak için kullanıyoruz. Ayrıca saldırı tuşuna basılı tuttuğumuzda karakterimiz koşuyor. Yine bir düşmana yakınlaşıp saldırı tuşuna basınca, karakterimiz ona tekme atıyor. Oyunda düşmanlardan başka koyunlar ve zıplatıcı yaylar var. Yanlarına gidip saldırı tuşuna bastığınızda bunları tekmeyle havalandırıyor; altlarına girerek bunları taşıyabiliyorsunuz. Fırlatma tuşu ile bunları istediğiniz yere fırlatıyorsunuz. Mesela koyunlar belli bir süre suyun üzerinde kalabiliyorlar. Onları, nehirleri geçmek için platform olarak kullanabiliyorsunuz. Bu arada, karakterimiz yüzemiyor, bilginiz olsun. Su, boyu geçtiği anda boğuluyorsunuz.

Zıplama tuşu -haliyle- zıplamak için kullanılıyor, ancak iki defa basıldığında, salto atarak, daha yüksek yerlere zıplamamızı sağlıyor. Yine basılı tutunca, karakterimizin belli bir süre havada süzülmesini sağlıyor (Frankie bir uçan sincap, Momo ise kuyruğunu kullanıyor).

Fırlatma ise yerlerden topladığımız fındıkları ve öldürdüğümüz düşmanlardan çıkan kemikleri fırlatmaya yarıyor. Önümüze çıkıp da bize saldıran fareler, koçlar ve piranaları kuyruk ya da tekme ile öldürdükten sonra, üstlerine bir yıldırım düşerek onları parçalıyor. Bu yıldırım düştüğünde yakınında olursanız, siz de nasibinizi alıyorsunuz. Çıkan kemikleri toplayarak, fırlatmak için cephane edinmiş oluyorsunuz. Ölen yaratıklar, bir süre sonra, eski yerlerinde tekrardan beliriyorlar.

Oyunun amacı bir noktadan, diğer bir noktaya varmak. Ancak bu o kadar kolay olmuyor. Önce yolu bulmanız ve ardında da o yoldan gidebilmeniz gerekiyor. Tahmin edeceğiniz gibi sorun karşınıza çıkacak düşmanlar değil; yolun bizzat kendisi. Çünkü bölüm sonuna varmak için, olmadık yerlerden geçmeniz, abuk subuk yerlere tırmanmanız, hoplayıp zıplamanız gerekiyor. Mesela “Nut” bölümünde, büyük bir mancınığa geliyorsunuz. Geçebilmek için, karşı ağırlığa yetecek kadar koyunu toplayıp mancınığın sepetine atınca, mancınık, sizi uçurumun öbür tarafına fırlatıyor.
Oyun başlayınca kademe seçme ekranına geliyoruz. Önümüzdeki levhada da belirttiği gibi,  bölüm isimlerinin yazılı olduğu tabelalara değerek o bölüme giriyoruz. Girdiğimiz bölümün sonunda vardığımız bir yeraltı tüneli ise, bizi tekrar bölüm seçme bölümüne geri getiriyor.
Oyunda bir puan sistemi ya da bir amaç mevcut değil. Karakterimiz ölebiliyor, ancak tekrar ortaya çıkıyor. Hak sınırı diye bir şey yok. İstediğiniz kadar ölebilirsiniz. Bir yeri geçmek için sınırsız sayıda deneme şansınız var. Başta absürt gibi görünse de, oynadıkça, “yahu iyi ki hakkım sınırlı değil” cümlesini kullanmaya başlayacaksınız. Çünkü bazı yerleri geçebilmek, joypadi (ya da klavyeyi) yedirtecek kadar zor.

Yo Frankie!, sadece oyuncu olanlar için, pek fazla tatmin edici olmayabilir. Oyunda hatalar mevcut. Koşarken, gerek klavye gerekse joypad ile, Frankie'yi sola döndüremiyorsunuz. Sağa dönüyor ama sola dönmeyi deneyince, duruyor. Oyunu oynadığımız üçüncü şahıs kamera perspektifi genelde başarılı da olsa, zaman zaman Frankie ile bir nesnenin arasında sıkışıyor ve yerini bulmakta zorlanıyor.
Shader efektleri açıldığı zaman, oyun motoru, o an ekranda olmayan nesnelere de efekti uygulayarak, sisteme oldukça fazla ve gereksiz yük bindiriyor. Bu da, önünüzde uzanan arazi geniş ise (yani oyun alanının sınırı uzak ise), yavaşlamalara sebep oluyor. Shader efektlerini kapadığınız zaman ise, gitmeniz gereken bazı küçük yerler, görünmesi neredeyse imkansız hale gelebiliyor.  Nerede olduklarını bilmiyorsanız, bulmanız neredeyse imkansız oluyor.
Sesler de başarılı sayılmaz. Ancak bu tip bir oyun için, çok da önemli bir eksiklik değil. Yaklaşan bir düşmanın ayak seslerini duyabiliyor ve yaklaştığı istikameti kestirebiliyorsunuz. Bu fazlasıyla yeterli. Ancak müzik felaket. Sürekli tekrarlayan bir ritmden ibaret olan müzik, bir süre sonra kabak tadı veriyor. Oyunun bölümleri, çok güzel bir doğa içinde geçiyor. Bence, sürekli tekrarlayan müzik yerine; kuş sesleri, arada bir esen rüzgar, cır cır böceği sesi gibi doğal ses efektleri olabilirdi. Müzik ise, düşman saldırdığında ya da geçilmesi zor bir bölgeye gelince başlayıp, bir süre çalıp susan bir müzik olabilirdi. Ama Frankie'nin lava düştüğü zaman, ölürken attığı çığlıklar, çok başarılı olmuş gerçekten. Bazen sırf duymak için, bilerek Frankie'yi lavlara atıyorum. Smile
Yo Frankie!, oyun olarak tatminkarlıktan biraz uzak olsa da, oyunculardan ziyade, Blender kullanıcılarının ilgisini çekecek türden bir proje. Oyunun sitesi; kaynak kodları, Blender dosyaları, eğitim ve demo filmleri ile oldukça zengin bir içeriğe sahip. Blender'i hiç bilmeyenlerin ve başlangıç seviyesinde olanların,”Vay be! Blender böyle şeyler de yapabiliyormuş demek ki!” şeklinde tepki verecekleri bir proje olurken (mesela ben, Blender'da bir dahili oyun motoru olduğunu bilmiyordum); üstatların ise yaratıcılıklarına, Blender bilgilerine, hayal güçlerine, kısacası Blender ile ilgili tüm yeteneklerine, “hodri meydan” diyerek meydan okuyan bir proje olarak ortaya çıkıyor.

Oyun Resimleri:
Yo Frankie! Yo Frankie! Yo Frankie!
Oyun Videoları:

Bu oyun tanıtımını GNU Free Documentation License 1.3 şartları altında kullanabilirsiniz.